17 Aralık 2008 Çarşamba

İstiharede rüya şart mıdır?


İstiharede rüya şart mıdır? Sadece duayı okumak yeterli mi? Mehmet Paksu köşesinde bu soruya bakın nasıl nasıl yanıt veriyor...

Mehmet Paksu yazısı

"Hocam, istihare duasını okuduktan sonra rüyaya yatmak şart mıdır?" Sadece duayı okumak yeterli olmaz mı?"

Ticaret, evlilik, seyahate çıkma ve benzeri bir işe teşebbüs edince, o işin hayırlı olup olmayacağı hususunda tereddüde düşülürse, şüpheleri giderecek, tereddütleri ortadan kaldıracak bazı çareler aranır. Bu konuda yapılacak ilk iş, yapılacak işin dinî ölçülere uyup uymadığının incelenmesidir.

Sağlıklı bir sonuca varamadığı zaman en makul yol, o meseleyi bilgisine güvendiği birisine danışmak, onun fikrini almak; kısaca istişare etmektir.

Her konuda bizlere örnek olan Sevgili Peygamberimiz, her meselesini yakınları ve Sahabileriyle istişare eder, onların fikrini alır, öyle karar verir, sonra da işe başlardı.

Kendisi bir peygamber olması hasebiyle vahye mazhardı; herkesten zeki, akıllı, derin fikirli, sâlim düşünceli bir insandı. Fakat vahiyle sâbit olmayan hemen hemen bütün meselelerde Sahabileriyle istişarede bulunurdu. "İstihare eden kimse zarar görmez, istişare eden pişmanlık duymaz, iktisada dikkat eden geçim derdi çekmez"1 sözleriyle sosyal hayatı üç temel prensip getiriyordu: İstişare, istihare ve iktisat.

Tavsiye edilen istihare de, istişare ettiği halde kalben rahat olmayan ve hissen tatmin olamayan kimselerin başvurabileceği bir sünnettir. İstihare, sözlük anlamıyla Allah'tan hayır dilemektir.

Yani yapılacak bir işin iyi mi, kötü mü olduğunu yahut o işi hemen mi, yoksa daha sonra mı yapmanın daha iyi netice vereceğini anlamak ve kalbin o meseleye yatışmasını Allah'tan dilemek ve istemektir.

İstihare, Peygamberimizin bir sünnetidir. Tavsiye ettiği bir duâ ve ibadet şeklidir. Peygamberimiz (a.s.m.) istiharenin nasıl yapılacağını, hangi duânın okunacağını bizzat öğretmiştir. İstiharenin önemini Câbir bin Abdullah şöyle anlatıyor:

"Resulullah (a.s.m.) bize Kur'ân'dan bir sûre öğretir gibi büyük küçük işlerimizin hepsinde istihareyi öğretti ve şöyle buyurdu: 'Sizden biriniz bir işe kalben azmettiği zaman, iki rekât namaz kılsın."2

Namazı kıldıktan sonra Peygamberimizden (a.s.m.) rivayet edilen ve bütün dua ve ilmihal kitaplarında yer alan istihare duasını okur. Dua okunurken, "bu iş" şeklinde geçen yerlerde yapılması istenen iş söylenir.

Bu şekilde duanın Türkçesi okunabileceği gibi, Arapça okumasını bilenler de aslını okurlar. İstihare namazını kılıp, duasını okuduktan sonra kalbi hangi tarafa yönelirse onu yapmalı, istihareden önceki peşin hüküm ve kanaatini bırakmalı, kalbine ağır basan yöne doğru hareket etmelidir.

İstihareye rağmen bir arzu/istek ve gönül yatışması görülmeyince istihareyi tekrarlayabilir. İstiharenin birden fazla yapılmasını da Peygamberimizin Hz. Enes'e verdiği şu öğütten öğreniyoruz:

"Ey Enes, bir işi yapmayı niyet ettiğin zaman o iş hakkında yeniden yedi defa istihare et. Sonra kalbinden geçen eğilime bak.

Çünkü hayır kalbinde doğan mânâdadır."3 İş acele olur da istihareyi tekrarlamak mümkün değilse şöyle duâ edilir: "Allah'ım, hakkımda hayırlı olan ne ise onu nasip et. Beni kendi halime bırakma."

İbni Abidin, istihare eden kimsenin dileğinin uygun olup olmadığına işaret olarak şöyle bir kayda yer verir: "Yatmadan önce dua okunur ve abdestli olarak kıbleye yönelerek yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülürse o işin hayır olduğuna, siyah ve kırmızı görülürse de şer olduğuna işaret eder. Şerli olandan kaçınmak icap eder."4 Fakat esas olan, rüyada görülenler değil, dua sonrası kalbe gelen eğilim ve isteğin oluşmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mutluluğun Anahtarı