Keten Dokuma :
İlimizde sadece Ayancık ilçesinde keten üretimi yapılmakta ve
keten dokunmaktadır. Günümüzde yalnız bir kaç kişi tarafından bu iş
yapılmaktadır. Keten dokumak için öncelikle ipin elde edilmesi
gerekmektedir. Bu da oldukça zahmetli bir iştir. Temmuz ayında ekimi
yapılır. Daha sonra çeşitli işlemlerden geçirilerek ip haline getirilir.
İp haline gelen keten yörede "düzen" adı verilen dokuma tezgahlarında
30, 40 ya da 50 cm eninde dokunur. Bu dokumadan yöresel adıyla göynek,
nezgep, paça, erkeklere pantolon, ceket, yelek gibi giyim eşyaları ve
çarşaf, peşkir, örtü gibi ev eşyaları yapılmaktadır.
Çember :
Çember yörede çok eskiden beri dokunan ve başörtüsü olarak kullanılan
bir dokuma türüdür. Özellikle Boyabat, Durağan ve Saraydüzü ilçelerinde
sıklıkla görülmektedir. Günümüzde hala başörtüsü olarak kullanılmaya
devam eden çember, bu işlevinin yanı sıra masa, sehpa gibi yüzeylerde
örtü olarak, ayrıca gömlek, bluz gibi elbiselerde de model veya aksesuar
olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Çember düzen adı verilen dokuma
tezgahlarında, tarak boyunagöre genellikle 50-60 cm eninde ve 100-120 cm
boyunda dokunur. Kenarları şerit halinde orta kısmı bütün olarak
desenlidir. Çemberin üzerine dokuma yapılırken demirkırat, kibrit kabı,
baygın gibi nakışlar atılır.
Mahrama ve Peşkir :
Mahramalarda çember gibi düzen adı verilen tezgahlarda dokunmaktadır
ancak çembere göre daha sık dokunup kenarlarına da yöresel desenler
işlenmektedir. Geçmiş dönemlerde gündelik yaşantıda el ve yüz havlusu
olarak kullanılmak amacıyla dokunmuşlardır.
Mahrama ile aynı teknikle dokunan ve aynı işlevi gören peşkirlerin
ayırt edici özelliği ise mahramaya göre daha ince ve uzun olarak
dokunmasıdır.
Kotracılık ve Gemi Modelciliği :
1950'li yıllarda Sinop Cezaevi'nde yatan iki mahkum tarafından
başlatılan bu el sanatı, mahkumların cezaevinden çıktıktan sonra
Sinop'ta kalarak bu sanatı devam ettirmeleri ve yanlarında çalışan
çıraklara kotra yapımın öğretmeleri neticesinde il merkezinde hızla
yayılmıştır. İl merkezinde bu sanatla ilgilenenler oldukça fazladır. İlk
başlarda Sinop Limanı'na gelen yolcu vapurlarındaki ziyaretçilere
hediyelik eşya olarak sunulan kotralar, zamanla ünlenmiş ve il dışına da
hediyelik eşya olarak gönderilmeye başlanmıştır. Bugün Sinop'a gelen
yerli ve yabancı turistlerin hediyelik olarak aldıkları tekneler
Sinop'un simgesi haline gelmiştir.
Günümüzde geleneksel yöntemlerle devam eden Kotracılığın yanı sıra, daha güncel olan, teknik bilgi gerektiren ve projeli olarak çalışılan tekne modelciliğini de bu el sanatında görmekteyiz.
Tüm detayları ahşap ve el işçiliği ile üretilen tekne modellerinde (çektirme, taka, sandal, kalyon, gulet, yat, balıkçı gibi) farklı özellikte ağaçlar kullanılmaktadır. En çok kullanılan ağaçlar ceviz, gürgen, kayın, kavak, dişbudak, akçaağaç vb.'dir. Tekne donanımlarında ise misina ve naylon ip kullanılmaktadır.
Günümüzde geleneksel yöntemlerle devam eden Kotracılığın yanı sıra, daha güncel olan, teknik bilgi gerektiren ve projeli olarak çalışılan tekne modelciliğini de bu el sanatında görmekteyiz.
Tüm detayları ahşap ve el işçiliği ile üretilen tekne modellerinde (çektirme, taka, sandal, kalyon, gulet, yat, balıkçı gibi) farklı özellikte ağaçlar kullanılmaktadır. En çok kullanılan ağaçlar ceviz, gürgen, kayın, kavak, dişbudak, akçaağaç vb.'dir. Tekne donanımlarında ise misina ve naylon ip kullanılmaktadır.
Bıçakçılık :
Sinop'ta ÖZEKES ailesinin dört kuşaktır devam ettirdiği el yapımı
bıçak üretimine, ilk dedeleri Hüseyin usta 1890 yılında bir hobi olarak
başlamış ve el yapımı bıçaklar Sinop'un tanıtımında bugün başta gelen el
sanatlarından biri olmuştur. Bıçakların yapımında yüksek karbonlu İsveç
takım çeliği, saplarının yapımında ise manda, geyik boyunuzu, gül ağacı
kökü kullanılmaktadır. Korkuluk ve tepe malzemesi kaliteli pirinçten,
kınları ise kaliteli sığır derisinden yapılmaktadır. Bıçaklar, dekoratif
bıçaklar, mutfak bıçakları ve av bıçağı olarak üretilmektedir.
Giyim - Kuşam
Yörede erkekler zıpka adı verilen paçaları dar, üzeri bol
pantolon, üste yakasız gömlek giyerler. Gömlek üzerine salta adı verilen
cepken giyilir.
Kadınlar içlerine göynek giyerler. Göyneklerin yakası nakış ile süslenmiştir. Bazı yerlerde göyneklerin etek kısmı işlenmektedir. Göynek üzerine kurtlu, fındıklı ya da altıparmak adı verilen üçetek giyilir. Alta paça adı verilen, altı ketenden ya da bürümcükten, üstü amerikan bezinden yapılan, paça kısmı işlemeli, beli uçkur ile bağlanan don giyilir. Bele yün ya da pamuktan dokunmuş kuşak bağlanır. Bunların üzerine de öne önlük takılır.
Kıyafeti başlık tamamlar. Ayancık ve köylerinde başa nezgep takılır. Bazı yerlerde başa fes takılır, onun üstüne yazma, kesmeli poğaça, iç kısımlarda çember örtülür. Genel olarak ise sarı yazma bağlanır. Başın üstünde de alınlık denilen "çatkı" vardır. Boyabat'ta ise başa örtülen örtüye "pıta" denir.
Kadınlar içlerine göynek giyerler. Göyneklerin yakası nakış ile süslenmiştir. Bazı yerlerde göyneklerin etek kısmı işlenmektedir. Göynek üzerine kurtlu, fındıklı ya da altıparmak adı verilen üçetek giyilir. Alta paça adı verilen, altı ketenden ya da bürümcükten, üstü amerikan bezinden yapılan, paça kısmı işlemeli, beli uçkur ile bağlanan don giyilir. Bele yün ya da pamuktan dokunmuş kuşak bağlanır. Bunların üzerine de öne önlük takılır.
Kıyafeti başlık tamamlar. Ayancık ve köylerinde başa nezgep takılır. Bazı yerlerde başa fes takılır, onun üstüne yazma, kesmeli poğaça, iç kısımlarda çember örtülür. Genel olarak ise sarı yazma bağlanır. Başın üstünde de alınlık denilen "çatkı" vardır. Boyabat'ta ise başa örtülen örtüye "pıta" denir.
© İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder