Ayrılanlar bilirmiş ancak ayrılığın rengini, Kaybetmeyen ne bilsin yüreğinin dengini...
27 Mayıs 2008 Salı
Türklere göre günlerin anlamı
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Anadolu'da da günler kendine has yöntemlerle ayrılıyor. Türk insanı yılların birikimlerinden de etkilenerek günleri özelliklerine göre böyle ayırıyor.
Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü Türk Halk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erman Artun, toplumların kültürlerini etkileyen en önemli unsurun inanç sistemleri olduğunu, bu kapsamda yöresel farklılıklar göstermesi ve değişikliklere uğramasına karşın ''Halk Takvimi'' oluşturulduğunu ve günlere özel anlamlar yüklenildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Artun, takvimin, zamanı, yıllara, aylara ve haftalara göre ayırdığını, Anadolu'da da insanların yılların birikimlerinden de etkilenerek günleri özelliklerine göre ayırdıklarını söyledi.
''Halk Takvimi''nde, günlere iyi ya da kötü özelliklerin yüklendiğini belirten Artun, insanların yaşama biçimleri ve coğrafi yapısıyla yüklenen anlamların, yöreden yöreye, toplumun yaşayışı, inancı, sosyal yapısı, tarihi, ekonomisi ve doğal koşullarına göre yeni ögeler alarak değişip, geliştiğini ifade etti.
İnsanların bazı günleri uğurlu, bazılarını uğursuz olarak nitelediklerini anlatan Prof. Dr. Artun, ''İnsanlar, işlerini ona göre ayarlarlar. Bu inanış eski Türklerde de vardı. Bir toplumun inanışlarının oluşumunda, bağlı bulunduğu inanç sisteminin şekillendirici etkisi vardır. Eski inanışlardan olduğu gibi çeşitli diğer adet ve inanmalardan etkilenme de vardır'' dedi.
GÜNLERE YÜKLENEN ANLAMLAR
Prof. Dr. Artun, günlerle ilgili inanışları şöylece sıraladı:
Pazartesi: Bir işe başlanacağı zaman bugün beklenir. Pazartesi çok uğurludur ve ayrıca çamaşır günüdür. Yorgan kaplanır, her iş yapılır. Soğan, biber, tütün gibi acı şeyler hiç kimseye verilmez.
Salı: Bugün bir işe başlanmaz. Başlanan iş sallanır. Çünkü bugün olumsuzluk olur, çabuk bitmez. Uğursuz gündür. Badana yapılmaz. Çamaşır yıkanmaz. Göç yapılmaz.
Çarşamba: Çarşamba günü dikiş dikilmez. Çarşamba Anası dikiş dikenlere kötülük yapar. Çamaşır yıkanmaz ve gecesi iş yapılmaz. Gece iş yapılırsa Çarşamba Kadınları gelip kötülük yapar.
Perşembe: Perşembe günü erken lamba yakanın ölüsü kalkar. Çamaşır yıkanır, badana yapılır. Perşembe günü uğurlu bir gündür, her iş yapılır.
Cuma: Cuma namazına kadar çamaşır yıkanmaz, oda kaldırılmaz. Üç cuma arka arkaya yıkanan çocuk ölür. Cuma günleri kız istemeye gidilir. Yeni dikilen bir elbise ilk kez cuma günü giyilirse onun sorgusu sorusu olmaz. Cuma günü örümcek alınmaz, badana yapılmaz. Sela ile öğle arası hiçbir iş yapılmaz. Cuma günü mübarek bir gün olduğu için ava gidilmez.
Cumartesi: Cumartesi günü elbise kesilmez. Dünyanın kurulduğu gün olduğu için çamaşır yıkanmaz.
Pazar: Pazar günü çamaşır yıkanır, gezmeye gidilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Camili ( Macahel ) Macahel yöresi üç tarafı Karçal dağ silsilesi, bir tarafı Gürcistan sınırı ile çevrelenmiş doğal olarak ...
-
ONLAR BİR ZAMANLAR EKRANIN YILDIZIYDI 1980'lerin sonundan 20'lere kadar televizyon ekranlarından bir çok yerli dizi gelip geç...
-
İstanbul gurbetinde yapturdum yapilari, Ne gelen var ne giden, kitledum kapilari, Trabzon’dan kalk ta gel, sular gibi akta ge...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder