Namazdaki sır ve hikmetler saymakla bitmez. Her
hareketin, her duruşun, her kırâat ve duanın birçok hikmet, mânâ ve
nükteleri vardır.
Aynı zamanda temizlik vesilesidir. Namaz kılanın bedeni temiz, elbisesi temiz, namazgâhı (meskeni) temizdir.
Koruyucu hekimliğin, yâni sıhhati ve sağlığı korumanın şartlarından biri de temizliktir, temiz olmaktır.
Beden temizliği, elbise temizliği, çevre temizliği.
Demek oluyor ki, koruyucu hekimliğin
şartlarından biri ve birincisi de temizliktir. Demek oluyor ki, namaz
aynı zamanda koruyucu hekimliktir ve dolayısıyla namazına devam eden
aynı zamanda saglığını korumaya da devam etmiştir.
Namaz, aynı zamanda bir idmandır, vücut
mekanizmasının bir idmanıdır, beden eğitimidir. Bakınız namazda insan
vücudunun her uzvu hareket ediyor, her eklemi (mafsali) bükülüyor,
kaslar gerilip gevşiyor.
Namazda eller yukarı kaldırılıp indiriliyor, eğilme doğrulma var, yere yatma ve oturma var, boynu sağa – sola bükme var.
Hâsili namazın her rek’atında vücut organlarının hepsi hareket etmektedir.
Namaz kılan bir insan, bir günde (14) defa
ellerini yukarı kaldırır ve indirir, (40) defa eğilir ve doğrulur, (80)
defa başını yere koyar ve kaldırır, başını (12) defa sağa, (12) defa
sola çevirir, (40) defa parmaklarını açar (rükû’larda), (80) defa
bitiştirir (secdelerde).
Demek oluyor ki namaz kılan bir insan, aynı zamanda bedenen muhtaç olduğu beden eğitimi, beden terbiyesini de yapmıştır.
Aslında müslümanların beden eğitimi namazdır,
namazdaki hareketlerdir. Namazlı bir insan, beden eğitimini de aynı
zamanda yapmış, vücut zindeliğini sağlamıştır.
Şurası unutulmamalı: Biz namazı şu veya bu
faydasi icin değil, Allah emretmiş olduğu için, O’nun güzel emrini
yerine getirmek ve rızâsini kazanmak için kılarız ve biliriz ki.
Rabbimiz’in emrettiği şeylerde birçok fayda ve hikmetler vardır.
Namaz, aynı zamanda müsavat (eşitlik) ve denge
unsurudur. Erkek – kadın, zengin, fakir, âmir – memur…. aslında birdir,
birbirine eşittir, kulluk plânında aralarında fark yoktur.
Günün belli saatlerinde, istisnasız her
müslüman aynı namazı kılacak, kiyam, kırâat, rükû ve sücûd gibi hep aynı
hareketleri tekrar edeceklerdir. Yine zenginlik veya fakirliğine,
âmirlik veya memurluğuna bakılmaksızın yanyana gelecek, omuz omuza
verecek, saf durup el bağlayacak, Yaratan’ın huzurunda divan duracaklar,
aynı işâretle yatıp kalkacaklardır.
Allah’ a kul olmada ve kulluk vazifesini
yapmada insanların aralarında asla fark yoktur, herkes müsavidir. Ben –
sen yok, biz varız ve hepimiz kuluz. ( Tıpkı Fatiha Sûresindeki gibi:
Fatiha Sûresinde ne diyoruz Allah’a : Biz ancak sana kulluk ederiz ve
yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster…)
Namaz aynı zamanda günlük işlerde de bir denge
unsurudur. Günlük işlerin plânlanmasında namazın mühim bir yeri vardır.
Namaz, günün muhtelif ve belli saatlerinde sıralanmiş olduğu için,
müslüman günlük işlerini, yemek vakitlerini, istirahat zamanlarını, uyku
saatlerini bir plâna bağlamak zorunda kalacaktır.
Plân ölcüsünü de, hic şüphesiz ki, namaz
vakitlerinden alacak ve ona göre ayarlayacaktır. Namaz kişiyi
dengesizlikten kurtarıp dengeli olmasını sağlayacaktır.
Namaz, ayni zamanda bir ilham ve bir irşad
kaynağıdır. Namaz dinin direği, hidayet güneşidir. Namaz irfan menbasi,
takvâ kapısıdır.
İnsandaki kötü duygu ve düşünceleri, aşırı
istek ve arzuları firenler, kontrol altına alır, diğer taraftan sahibine
iyi ve güzel ameller telkin eder.
“(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’i oku ve
namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.
Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı
bilir.” (El-Ankebut 45)
Elbette böyle olması icâb eder. Çünkü namaz,
insanı günde beş defa Yaratan’ın huzûruna çıkarıyor. Bu arada O’na, her
gün kırk defa “(Allah) Ceza gününün de mâlikidir.” dedirtiyor ve
dehşetli bir günün geleceğini, herkese hesap sorulacağını hatırlatıyor.
Namaz, aynı zamanda günahların silinmesine, günah kirlerinden temizlenmesine vesiledir.
Kurân söyle der : ” Gündüzün iki ucunda,
gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri
(günahları) giderir. Bu, ögüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.” (El –
Hud 114)
Her Namaz bir hasenedir, bir güzelliktir.
Güzelliklere devam edildikçe gecen kötülük silinir gider. Bu
muhakkaktır. Buna binaen namaza devamedildikce – beşer hali – insanların
çok defa kurtulamıyacakları bâzı günahlar yapılmış ise, onlar silinir
gider ve beş vakit namaz arasında vâki olan küçük günahlara kefaret
olur. Nitekim bir hadiste şöyle buyurulur:Her Namaz bir hasenedir, bir
güzelliktir. Güzelliklere devam edildikçe gecen kötülük silinir gider.
Bu muhakkaktır. Buna binaen namaza devamedildikce – beşer hali –
insanların çok defa kurtulamıyacakları bâzı günahlar yapılmış ise, onlar
silinir gider ve beş vakit namaz arasında vâki olan küçük günahlara
kefaret olur. Nitekim bir hadiste şöyle buyurulur:
“Bir namaz, diğer namaza kadar aralarındaki (günahların) kefaretidir, büyük günahlardan sakınmak şartıyla.” (Müslim)
“6369 – Osman Ibnu Affan radiyallahu anh
anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam’in şöyle söylediğini
işittim: “Birinizin evinin avlusunda bir nehir aksa da bunun içinde
günde beş sefer yıkansa acaba bedeninde hiç kir kalir mi?” Aleyhisalatu
vesselam’in muhatabı: “Hiçbir sey kalmaz!” dedi. Resulullah da: İşte
namaz da böyledir, suyun kiri, pası giderdiği gibi o da günahları
giderir.”
6375 – Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor:
“Resulullah aleyhissalatu vesselam bir hurma kütüğüne (dayanarak) hutbe
verirdi. Minber yapılınca (hutbelerde kütüğü bırakıp) minbere
çıktı.Bunun üzerine kütük (bu ayrılık sebebiyle ağlayıp) inledi.
Aleyhissalatu vesselam yanına gelip kucaklayıp teselli etti, kütük
sustu. Aleyhissalatu vesselam su açıklamayı yaptı: “Eğer onu
kucaklamasaydım Kıyamet gününe kadar inleyecekti.”
Rabbim herkese hidayet nasip eyleye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder