Sevgili, eş, anne, evlat, olgun kadın, genç kız... Biz kadınlar gündelik
hayat içinde adeta kılıktan kılığa girer, hatta ara sıra bu kadar fazla
kimlikle başa çıkamayacağınız duygusuna kapılıp kendimizi son derece
çaresiz hissederiz. Özünde sağlam bir karaktere ve belli kişilik
özelliklerine sahip olsak da kabul edin, zaman zaman bulunduğumuz ortama
ya da birlikte olduğumuz kişilere göre kabuk değiştirmeyi çok iyi
biliriz. Aşırı gelişmiş sezgileriniz sayesinde kimin yanında nasıl
davranmamız gerektiğini kestirir, ona göre hareket ederiz. Dört dörtlük
bir kadın olmanın sırrı ise rollerimizin hepsini her zaman kusursuz
oynamamız değil, onlardan keyif almayı, onlarla barışık yaşamayı
becermemizdir. İşte tek bir hayata sığdırmaya çalıştığımız rollerimizden
bazıları...
Ev kadını: İstediğiniz kadar modern bir yapıda olun,
istediğiniz kadar iş kadını kimliğinizle özdeşleşin, darmadağınık, pis,
zevksiz, özensiz bir evde yaşamak konusunda özel bir yetenek
geliştirmediyseniz, ev kadını rolünü oynamak ve bekar olsanız bile
evinizde kurduğunuz düzene sahip çıkmak zorundasınız demektir, işe
lekeli ceketler ya da ütüsüz pantolonlarla gitmeniz mümkün mü? Ya da
yemek yapmaktan vazgeçmeniz? Diyelim ki bir yardımcınız var ve her
işinizi o yapıyor. Kopan düğmenizi de mi ona diktireceksiniz? Tabii ki
özel bir ilginiz yoksa anneniz gibi zeytinyağlı dolmalar saramaz, dantel
örtüler işleyemezsiniz, zaten buna vaktiniz de yok. Fakat sunu
unutmayın ki artık ev kadınlığıyla iş kadınlığı birbiriyle çelişen
kimlikler olarak kabul edilmiyor. Kariyeri konusunda son derece titiz
kadınlar aynı titizliği evlerinde de gösteriyor, hatta hobi olarak yemek
ya da; dikiş kurslarına bile katılıyorlar. Hafta sonu evleriyle meşgul
olmayı ekstra bir yorgunluk değil, aksine dinlendirici bir aktivite
olarak görüyorlar. Yani artık ev kadınlığı modern kadınlar arasında hor
görülen değil, takdir edilen bir rol…
Soğuk vamp: Eskiden
kadınlar okulu bitirir bitirmez evlenir, çocuk yapar ve hayatlarını
sadece anne kimliğinin gölgesinde sürdürürlerdi. Oysa şimdi sadece
kariyer peşinde koştukları için değil, biraz da kendileri gibi bekar
kadınlardan cesaret aldıkları için evlenmek yerine yalnız yaşamayı
tercih ediyorlar. Tek başlarına ya da arkadaşlarıyla birlikte rahat
rahat eğleniyor. Bu arada yakışıklı erkeklerle flört etmeyi de ihmal
etmiyorlar. Bu flörtlerin vazgeçilmez numarası ise tabii ki soğuk
vamp... Eğer siz de gece hayatını sevenlerdenseniz, bu rolü bir gün
mutlaka oynamalısınız. En seksi kıyafetlerinizi giyerek gittiğiniz bir
barda buz gibi tavırlarınızın üzerinizdekilerle yaratacağı çelişki,
sizin gibi cool erkekleri mıknatıs gibi yanınıza çekerken cıvıkların da
sizden uzak durmalarını kolaylaştıracaktır. Unutmayın ki en sıcakkanlı,
en neşeli kadın bile gerektiğini düşündüğü ya da hissettiği durumda bir
buzdağı kadar soğuk ve sessiz olmayı, konuşması yerine doğal
güzelliğinin ve seksapelinin ilgi çekmesini sağlamayı bilmelidir.
Şefkatli
anne: Eski kadınlar anne kimliğinin gölgesinde yaşarlarmış derken
elbette artık annelik öldü demek istemiyorum. Aksine günümüzde pek çok
kadın 30'lu yaşlarında hormonlarının sesine kulak vererek kariyerlerine
ara vermeyi bile göze alıyor, evlenip anne olmanın, bir aile kurmanın,
çocuk büyütmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Bir kadının rolleri arasında
tartışmasız en zoru, ama aynı zamanda en zevklisi annelik... Sonsuz
özveri, sabır ve güç gerektiren, ama insana bambaşka duygular tattıran,
tarifsiz bir kimlik... Zaten hiç kimse ve hiçbir şey için yaşantısından
ödün vermeyen, bencil sayılabilecek bir karaktere sahip kadınların bile
çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek uğruna zevklerinden,
meraklarından, çevrelerinden ve yaşadıkları sorumsuz hayattan hiç
düşünmeden vazgeçmeleri de bunu kanıtlamıyor mu? Çocuğunun adım adım
büyümesine tanıklık etmek, ona yaşamda yol gösteren bir rehber ve
arkadaş olmak, başarılarıyla gururlanmak birçok kadın için çok
önemlidir. Dolayısıyla tüm zorluklarına ve sıkıntılarına rağmen tadını
çıkarması en kolay rol şüphesiz şefkatli anneliktir.
Babasının
kızı: En güçlü anne, en olgun ve ayakları üstünde durmayı bilen kadın
bile hayatinin her evresinde bir yanıyla babasının küçük prensesidir.
Çoğumuz hayatla başa çıkamadığımızda, insanlar tarafından hayal
kırıklığına uğratıldığımızda ve özellikle de aşkta hüsrana uğradığımızda
soluğu ailemizin yanında alır, kendimizi babamızın ilgi ve sevgisine,
sıcak tesellilerine ve her zaman işe yarayan öğütlerine bırakırız.
Küçükken babasının yakınlığından nasibini alan bir kadın için ilerleyen
yaşlarda hayata tutunmak ve kendine güvenmek çok daha kolaydır. Manevi
desteğin yanı sıra biliriz ki maddi olarak da başımız sıkıştığında,
işten çıkarıldığımızda, kiramızı ödeyemediğimizde ya da yeni bir araba
almaya kalktığımızda babamız bize elinden geldiğince yardımcı olacaktır.
Ondan korkmaz, ama sonsuz saygı duyarız. Hayat tecrübesinden, insanlar
hakkındaki bilgisinden, ileri görüşlülüğünden faydalanmaya çalışırız.
Hatta farkında olmadan hep ona benzeyen erkeklerle birlikte oluruz, ama
bir yandan da biliriz ki hiçbir erkek onun yerini tutamaz, bizi onun
gibi koşulsuz ve karşılıksız sevemez.
Başarılı iş kadını: Aileniz
ya da arkadaşlarınızla birlikteyken istediğiniz kadar anlayışlı,
hoşgörülü ve cana yakın olabilirsiniz. Fakat iş hayatının kurallarının
çok farklı ve bir o kadar da acımasız olduğunu siz de çok iyi
biliyorsunuz. Senelerce eğitim gören, uykusuz gecelerde sınavlara
hazırlanan, okulu bitirmek için elinden geleni yapan her kadın iyi bir
iş edinmek, mesleğinde başarılı olmak ve kariyer yapmak ister.
Dolayısıyla çalışma hayatının içindeyseniz, iş kadını rolü sizin için
vazgeçilmez demektir. Erkeklerin hakimiyet kurduğu bir dünyada dişinizi
tırnağınıza takıp kendinizi kanıtlamaya, sizi kıskananların önünüze
koydukları engelleri aşıp patronunuzun takdirini kazanmaya ve hak
ettiğiniz şekilde terfi etmeye çalışırsınız. Rolünüzü hakkıyla oynamak
için didinip dururken bir yandan da duygusal hayatınızı dengelemeye,
arkadaşlık ilişkilerinizi sürdürmeye, ailenize vakit ayırmaya ve varsa
çocuklarınızla meşgul olmaya çalışırsınız. Bu anlamda başarılı iş kadını
rolü herhalde bir kadını en çok yoran ve en sık ümitsizliğe kapılmasına
neden olan roldür. Çünkü istediğiniz kadar yetenekli olun, bu rolde ne
kadar başarılı olacağınız yalnızca size değil, iş ortamındaki başka
insanlara da bağlıdır.
Genç kız: İşte bir kadının rolleri
arasında en tatlısı, en keyiflisi... Her kadın kendini zaman zaman hayat
dolu, şımarık, flört düşkünü, neşeli bir genç kız gibi hisseder ve
böyle hissettiği zaman da girdiği her ortama renk getirir. Alışveriş ve
kafeler, rengarenk giysiler ve ayakkabı tutkusu, sıkı dostlar ve
dedikodu, pijama partileri ve içip içip dağıtılan geceler. Brad Pitt
hayranlığı ve çikolata zaafı... Yaşımız kaç olursa olsun, hepimiz bazen
18 yaşındaki bir genç kızın saflığı ve cesaretiyle hareket eder, küçük
kaprislerimize ve bağımlılıklarımıza yenik düşer, mantığımızı bir kenara
atıp duygularımıza kulak verir, hatta kimi zaman abartıp duygusal
ilişkimizde çocuk gibi hareket ederiz. Bütün bu davranışların kaynağı
buluğ çağından itibaren benimseyip sonra da bir türlü kurtulamadığımız
ve kurtulmak istemediğimiz genç kız rolümüzdür ve gerektiğinde olgun,
aklı başında bir kadın gibi davranmayı çok iyi becersek de içten içe
biliriz ki hayatın tadı asıl bu rolle çıkar.
Elele
Ayrılanlar bilirmiş ancak ayrılığın rengini, Kaybetmeyen ne bilsin yüreğinin dengini...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Camili ( Macahel ) Macahel yöresi üç tarafı Karçal dağ silsilesi, bir tarafı Gürcistan sınırı ile çevrelenmiş doğal olarak ...
-
ONLAR BİR ZAMANLAR EKRANIN YILDIZIYDI 1980'lerin sonundan 20'lere kadar televizyon ekranlarından bir çok yerli dizi gelip geç...
-
İstanbul gurbetinde yapturdum yapilari, Ne gelen var ne giden, kitledum kapilari, Trabzon’dan kalk ta gel, sular gibi akta ge...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder