OMÜ İlahiyat Fakültesi'nden öğretim üyesi Prof.
Mustafa Köylü, boşannın çocuklar üzerindek kötü etkilerine dikkati
çekerken, kadın ve erkekte boşanmaların en fazla hangi yaşlarda
yaşandığını açıkladı. 04 Nisan 2007 10:36
Batı
ülkelerinin yanı sıra Türkiye'de de geçimsizliğe bağlı artan boşanma
olayları, hem çocuklar hem de toplum üzerinde olumsuz etki oluşturuyor.
İlk
bakışta kişisel bir sorun olarak görülen boşanma olayının aslında
eşlerin boşanmasından sonraki dönemde hem çocukları hem de toplumu
olumsuz bir şekilde etkilediğini gösteriyor.
Boşanmanın ciddi
psikolojik ve sosyal hadiselere neden olduğunu ifade eden bilim
adamları, bu sorunun Türkiye'de hızla arttığına dikkat çekiyor. Eşler
arasındaki geçimsizlik, kavga ve boşanma olayının çocuk ile gençler
üzerindeki etkilerini araştıran Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ)
İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Mustafa Köylü, boşanmanın çocukların, toplumun hatta ülkenin geleceğini
olumsuz yönde etkilediğini belirledi.
Boşanma hadiselerinin
başında aile içi geçimsizliğin ilk sırada yer aldığını hatırlatan Prof.
Dr. Köylü, bu olayın Türkiye'de eğitim seviyesi yüksek olan bölgelerde
daha fazla olduğunu tespit etti. Erkeklerde 25-29, kadınlarda ise 30-34
arası boşanmaların daha yaygın olduğuna dikkat çeken Köylü, boşanmayla
sonuçlanan evliliklerin ise en fazla 5 yıl sürdüğünü kaydetti.
Boşanmanın çocuğu olmayan veya az olanlarda daha fazla görüldüğünü
vurgulayan Köylü, çocukların uyuşturucu, alkol, sigara gibi kötü
alışkanlıklar ile intihar, saldırganlık, depresyon, stres gibi
psikolojik olaylarının görülmesinde boşanmanın etkisinin tahminden fazla
olduğunu vurguladı.
Boşanma sonucunda çocuklarda kimlik,
kliniksel, sosyal, yaşamsal, cinsel ve ekonomik açıdan sıkıntılar baş
gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Köylü, "Olumlu kimlik özellikleri ile
vicdan geliştirmede, davranışlarını kontrol etmede ve akademik açıdan
başarıya ulaşmada çocuk babaya büyük ihtiyaç duymakta. Babanın olmadığı
yerde çocuk, saldırganlaşabiliyor.
Klinik sorunu olarak
çocuklar, gerileme yaşayıp, temel gelişimsel görevleri yapmaktan ve
kendi akranları arasına karışmaktan kaçınıp depresyona giriyor. Ancak
bunlar arasında en çok göze çarpanı stres ve saldırganlıktır. Boşanmadan
sonra çocuklar veya gençler, depresyona girip intihara teşebbüs
edebiliyor. Hatta daha da kötüsü tıbbi müdahale gerektiren sağlık
sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Huzurlu ve sevgi dolu bir aile
ortamı çocuk önemli" dedi.
Çocuklarda ve gençlerde çalışma
zorunda kalacak olan anne tarafından terk edilme veya reddedilme
duygusunun sonucu olarak sosyalleşememe ve artan saldırganlık
davranışlarının görüldüğüne de değinen Köylü, "Çocuklar, toplumda
işbirliği, anlaşma ve uzlaşma konularında yetersiz kalıyor. Sigara,
alkol ve uyuşturucuya sarılıp, eğitimlerindeki performansları düşüyor.
Ekonomik sorunlara bakıldığında ise çocuklar maddi açıdan kötü şartlarda
yaşamaya mecbur kalıyor. Bu da gençlerin yüz kızartıcı suçlara eğimli
hale gelmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da gasp, kapkaç, hırsızlık,
dolandırıcılık gibi toplumsal olayları yaygın hale geliyor" diye
konuştu.
Psikolog Selin Öztürk ise, boşanma olayının hangi yaş
grupları arasındaki çocukları ne oranda etkilediği konusunda bilgi
verdi. 3 yaşındaki çocukların genellikle böyle bir olay karşısında
kızgınlık, ağlamada artış, korku, ayrılık kaygısı, uyku ve mide
sorunları, saldırganlık ve gelişimsel sorunlar yaşadığını dile getiren
Öztürk, şunları kaydetti:
"4-5 yaşındaki çocuklar, anne ve
babalarının ayrılmalarından genellikle kendilerini suçlayarak, çevreye
karşı saldırganlıklarını artırıyor. Tek edilme korkusu yaşayarak, daha
fazla kabus görüyor ve hayal alemine dalıyor. Okul dönemi çocukları,
huysuz, zihni dalgınlık, daha fazla saldırganlık ve öfke duyup kendi
cinsel kimliğinden rahatsız olma, reddedilme ve aldatılma gibi hisler
yaşıyor. Ergenlik çağındaki gençler ise düşük bir benlik tasarımı ve
olgunlaşmamış otonomi geliştiriyor. Ebeveynlerine karşı duydukları
kızgınlık, kişiler arası sorunlara neden oluyor. Uyuşturucu madde
kullanımı, düşük okul performansı, uygun olmayan cinsel davranışlar,
depresyon ve benzeri tutumlar içine giriyor."
Ayrılanlar bilirmiş ancak ayrılığın rengini, Kaybetmeyen ne bilsin yüreğinin dengini...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Camili ( Macahel ) Macahel yöresi üç tarafı Karçal dağ silsilesi, bir tarafı Gürcistan sınırı ile çevrelenmiş doğal olarak ...
-
ONLAR BİR ZAMANLAR EKRANIN YILDIZIYDI 1980'lerin sonundan 20'lere kadar televizyon ekranlarından bir çok yerli dizi gelip geç...
-
İstanbul gurbetinde yapturdum yapilari, Ne gelen var ne giden, kitledum kapilari, Trabzon’dan kalk ta gel, sular gibi akta ge...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder