İnsanların yaşamları boyunca uyguladıkları temel kavramlardan birisi olan evliliğin, Türkiye'de 33 türünün olduğu belirlendi.
İnsanların yaşamları boyunca uyguladıkları temel kavramlardan birisi olan evliliğin, Türkiye'de 33 türünün olduğu belirlendi.
Atatürk
Üniversitesi (AÜ) Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü
Öğretim Üyesi Dr. Lütfi Sezen'in AÜ Türkiyat Araştırmaları Dergisi'nde
yayımlanan çalışması evlilik kavramına ayrılmış.
Evliliğin,
insan hayatının ''geçiş dönemleri'' olarak bilinen, doğumla başlayıp
ölüme kadar devam eden sürecin en önemlilerinden biri olarak tanımlanan
çalışmada, çocukluk ve gençlik dönemi bitince; evlilik hazırlıklarının
başladığı hatırlatılıyor.
İnsan
neslinin devamının, evlilik olgusunun gerçekleşmesi ve aile çatısının
kurulmasına bağlı olduğunu dile getiren Dr. Sezen, aile çatısını
oluşturan evlenme biçimlerinin de toplumun değer yargılarına, sosyal ve
ekonomik yapısına, kırsal kesimlerdeki yaşam biçimlerine göre
farklılıklar gösterebildiğini aktarıyor.
AÜ
Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Sezen, çalışması ile
ilgili olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 33 evlilik
biçimi belirlediklerini, toplumsal değişme sürecinde endüstrileşme ve
kentleşmenin önemli rol oynadığını dile getirdi.
Sezen,
şunları söyledi: ''Türkiye'de kültürel değişimlerin yoğun görüldüğü
büyük kentlerde tanışıp evlenme giderek yaygınlaşırken, gelenekselliğin
ağır bastığı yörelerde çok farklı evlenme biçimlerine rastlanmaktadır.
Her toplum, kendi yapısına uygun evlenme biçimlerini tercih ederken,
kişisel anlayışına ters düşecek evlenme biçimlerini de engellemeye
çalışmaktadır. Buna rağmen çok farklı evlenme biçimleri vardır.''
Dr.
Sezen, günümüzde en çok evlenme biçiminin, belli bir flört döneminden
sonra anlaşarak evlenme olmasına karşın, bu tarz evliliklerde dahi zaman
zaman büyük anlaşmazlıkların çıktığına, eşlerin evliliklerini sona
erdirdiklerine rastlandığına dikkati çekti.
Evlenme
çağına gelen gençlerin ve yakınlarının farklı evlilik arayışlarına
girmesine ve yuva kurma konusunda kararsızlıkların oluşmasında,
günümüzde eşler arasında anlaşmazlıkların etkili olduğunu ifade eden
Sezen, şöyle konuştu:
''Değişik
evlenme biçimlerinin ortaya çıkmasında, yöresel faktörler, kültürel
farklılıklar, eğitim durumu, sosyal ve ekonomik nedenler önemli ölçüde
rol oynamaktadır.
Türkiye'de
bazı evliliklerde rol oynayan kan davalarının asıl sebebi ise
cehalettir. Bu olayların sona ermesi için toplumun eğitim düzeyinin
yükselmesi gerekiyor. Bu konuda siyasilerin de oy hesabı yapmadan
konuya ciddi biçimde eğilmeleri gerekiyor.''
-EVLENME BİÇİMLERİ-
1-
GÖRÜCÜ USULÜ İLE EVLENME: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde
görülen bir evlenme biçimidir. Bu evlenme biçiminde kız seçme girişimi,
doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi,babası veya diğer yakınları
tarafından başlatılmaktadır. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir.
Diğer aile bireylerinin de onayını alması gerekmektedir.
İlk
önemli değerlendirme kızın güzelliği, asaleti, huyu, mahareti ve iffeti
konusunda olur. Akrabalık kurmada ailenin ekonomik durumu da gözden
uzak tutulmaz. Kız alıp vermenin birbirine denk aileler arasında olması
yeğlenir. Anadolu'da ''Davul dengi dengine'' sözü bunun için
söylenmiştir.
2-
KIZ KAÇIRMA: Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız
kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer
sebeplerle en çok kız tarafının engellemesi ile ortaya çıkar. Bu
engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer
tutmaktadır. Delikanlı kızla anlaşarak kızı kaçırır.
Kız
kaçırmanın diğer bir şekli de kızın rızası olmadan, zorla
kaçırılmasıdır. Bu durumda delikanlı, arkadaşlarından veya
yakınlarından yardım almakta, bu da aileler arası sürtüşme ve kavgalara
sebep olmaktadır.
3-
BAŞLIK PARASI KARŞILIĞINDA EVLENME: Başlık, Anadolu'nun birçok yerinde
,evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu ödeme nakit
para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya canlı hayvan (at, koyun,
sığır vb.) olarak da gerçekleştirilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde
başlığa; ''bedel'', ''ağırlık'', ''ana hakkı'' gibi isimler de
verilmektedir.
Başlık,
kadını bir mal olarak gören bir anlayışın ürünü olması yönüyle, son
derece ilkel bir zihniyetin devamıdır. Oğlan tarafının ekonomik yıkımına
sebep olmakta, gerekli paranın temin edilmemesi durumunda, kız kaçırma
ve kan davası çoğaltmaktadır.
4-
OTURAK ALMA EVLİLİK: ''Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın
bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı
yörelerde, ''oturak alma'' denilmektedir. Kütahya, Sivas, Kastamonu
illerinde bu evlilik biçimlerine rastlanmaktadır.
5-
BAŞ ÖRTÜSÜ KAÇIRMA YOLUYLA EVLİLİK: Hakkari, Van, Ağrı ve Erzurum'un
bazı ilçelerinde rastlanan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait
bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Yerel adı
''dezmal kaçırması'' olan bu adete göre; çeşmede, evde veya yoldayken,
bir kızın baş örtüsü delikanlı tarafından zorla kaçırılırsa, baş örtüsü
kaçırılan kızın iffeti (kızlığı) bozulmuş sayılır. Oğlanın ailesi, kız
tarafıyla anlaşmak zorundadır. Aksi taktirde silahlı çatışmalar ve kan
dökülmeleri kaçınılmaz olur.
6-
BEŞİK KERTME: Ülkemizde rastlanan evlenme biçimlerinden birisi de
''beşik kertme''dir. Dede Korkut Kitabı'nda adı geçen bu evlenme
biçiminin çok eski bir geçmişi olduğu anlaşılmaktadır. Birbirini çok
seven eş-dost, komşu veya yakınlar, çocukları henüz beşikte iken,
beşiklerine birer kertme (işaret) vurarak kız ve oğlanın haberi olmadan
nişanı gerçekleştirirler.
Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik etmenlerin yattığı bu tür evlenme, Hindistan ve Avustralya'da da görülmektedir.
7-
TAYGELDİ: Dul bir kadının, eski kocasından olan çocuklarını da alarak
dul bir erkekle, ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını
alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Kadın veya
kocanın yanında getirdikleri çocuklar, ''taygeldi'' olarak
adlandırılırlar.
8-
KUMA: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk
doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde büyük kentlerde giderek
kaybolan bu adet, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin kırsal kesimlerinde
hala devam etmektedir. Bu gibi evlenmelerde ilk kadın, sonradan
gelenin yanında ikinci plana düşer.
9-
BERDEL (BEDEL): Doğu ve Güneydoğu Anadolu;da uygulanan bir evlenme
biçimidir. Başlık sorunu ve yükümlülüğünü ortadan kaldıran bu tür
evlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak
hem kızlarını hem de oğullarını birlikte evlendirmeleri suretiyle
gerçekleştirilmektedir.
10-
KEPİR (YABAN DEĞİŞİMİ): Zor kullanılarak gerçekleştirilen bir evlilik
biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık parası ve düğün masraflarını
karşılayacak durumu olmayan ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan
çekinen bekar iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında
değiştirmeye karar verirler. Ailelerine sezdirmeden, kız kardeşlerini
yanlarına alarak (özellikle bir akşam vakti) ıssız bir yere götürürler.
Karşılıklı birbirlerine teslim ettikleri kızlara zorla sahip olurlar.
Böylece bir değiş tokuş evliliği gerçekleşmiş olur. Yanlarına
karılarını alarak obalarına (köylerine) dönerler. Bu durumda, evden bir
kız gitmiş, yerine bir gelin gelmiştir. Fakat kız kardeşinin namusunu
kendi eliyle teslim eden, onun iğfal edilmesine göz yuman oğulları ile
her aile bir süre küskün kalır. Bu tarz evlenme biçimine Hakkâri ve
çevresinde rastlanılmaktadır.
11-
ÖLEN KARDEŞİN KARISIYLA EVLENME: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da rastlanan
bir evliliktir. Törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, ''Namusu
başkalarına kaptırmamak'' gibi bir anlayışla gerçekleştirilmektedir.
Ölen kardeşin karısı, bekar olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli
olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir. Erkek kardeşin
olmaması durumunda ise, yeğenler veya yakın akrabalardan birisi tercih
edilir. Mirasın bölünmesi, öksüz kalan çocukların geleceğinden duyulan
endişeler de bu tarz evliliklere neden olmaktadır.
12-
BALDIZLA EVLİLİK: Eşinin ölümünden sonra dul kalan kocanın, baldızı
(eşinin kız kardeşi) ile evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara ''üvey
anne'' olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği
düşüncesi, bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.
Türkiye'de karşılaşılan evliliklerden biri olan bu tür, Batı
Avustralya'da yaşayan bazı toplumlarda yaygın olarak görülmektedir. Bu
evliliğin başka bir biçimine ''sorarat evlilik'' denilmektedir.
13-
İÇ GÜVEYİ: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı aileler, kızı
dışarı verme yerine, damadı ''iç güveyi'' olarak eve almaktadırlar.
Özellikle tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır.
Erkeğin ekonomik durumunun bozuk veya işsiz kalması gibi nedenlerle de
iç güveyi evliliğinin gerçekleştiği görülmektedir.
14-
YETİM EVLİLİĞİ: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı
veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için yakın akrabalarından
biriyle evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve
sosyal dayanışma arzusu yatmaktadır.
15-
YAKIN AKRABA EVLİLİĞİ: Türkiye'de evli çiftlerin yaklaşık üçte birinin
birbirleriyle yakın akraba oldukları ifade edilmekte ve akraba olan
eşlerin yüzde 80'inin kardeş çocukları oldukları belirtilmektedir. Doğu
ve Güneydoğu Anadolu;nun kırsal kesimlerinde oldukça yaygın olan bu
evlenme biçiminin sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenlere dayalı olarak
gerçekleştiği bilinmektedir. Mirasın bölünmemesi, yakın akraba ve
kardeş çocuklarının yaşlılık döneminde kayın valide ve kayın pedere
daha iyi bakabilecekleri ümidi vb. sebeplerle bu evlenme biçimi tercih
edilmektedir.
16-
OLDU BİTTİ EVLİLİK: Bir oldu bitti sonucu, kızın erkeği kendisiyle
evliliğe zorlamasıyla gerçekleşir. Kızın, erkeğin zayıf tarafını
yakalayıp onunla ilişkiye girmesi sonucunda gerçekleştirilmektedir.
Erkeğin, kızın zayıf tarafını yakalayıp iğfal etmesi sonucunda da bu
yola başvurulmaktadır.
17-
PARA KARŞILIĞI EVLENME: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsal
kesimindeki yoksul ve eğitimsiz çevrelerinde gerçekleştirilmektedir.
İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan
alınarak para karşılığında evlendirilmesidir. ''Çocuk'' denecek yaştaki
kızların yaşlı ve özürlülere satılması şeklinde
gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, Batı'daki büyük kentlere yerleşmiş,
belli bir iş düzeni kurmuş, Doğu kökenli bazı zenginlerin, zihinsel ve
bedensel özürlü çocuklarını, kırsal kesimlerden para karşılığı satın
aldıkları kızlarla evlendirdikleri de görülmektedir.
18-
KAN PARASI KARŞILIĞI EVLENME: Doğu ve Güneydoğunun kırsal kesimlerinde,
öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev, tarla yanında kız
verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan, ilkel bir
evlenme biçimidir. Kan davalarının devam etmemesi amacıyla yapılmış
olması tek olumlu yanıdır.
19-
ÖÇ ALMA KARŞILIĞI EVLENME: Aralarında kan davası bulunan kimi
ailelerin, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı
ile bu yola başvurdukları görülmektedir. Bu evlilik, ailelerin
karşılıklı olarak birbirlerinden kız kaçırması biçiminde
gerçekleşmekte, silahlı çatışmalara ve kan davalarına neden
olabilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsal kesimlerinde bu
gibi eylemlere başvurulduğu görülmektedir.
20-
ÇOK EŞLİ EVLİLİK: Cumhuriyetten sonra çok eşli evlilik yasaklanmıştır.
Eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde bu evlenme biçimi ortadan kalmış
olmasına rağmen, eğitim düzeyi düşük kırsal kesimlerde hala devam
etmektedir. Çoğunlukla, erkek çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye
hükmetmek amacı ön plandadır.
21-
ANLAŞMALI EVLİLİK: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde
gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için
muhtaç dul veya evlenmemiş bir kadınla anlaşılarak dini nikah yapılır.
Nikahlanan kadına para, altın ev cinsinden ekonomik destek sağlanılır.
22-
HİLELİ EVLİLİK: Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan emekli olan
erkeklerin dul olanlarının, maaşlarının öldükten sonra bir yakını
tarafından alınması için başvurulan evlilik biçimidir. Kağıt üzerinde
kalan bir evliliktir. Yurt dışında çalışan bazı vatandaşlarımız da bu
tarz evlilik biçimini, bulundukları ülkeden çalışma izni alabilmek için
yabancı kadınlarla evlenmek biçiminde gerçekleştirmektedirler.
23-
RASTLANTI EVLİLİĞİ: Rastlantı sonucu, başı sonu düşünülmeden yapılan
evliliktir. Bir yolculuk sırasında karşılaşma, arkadaş, eş dost, akraba
evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında ortaya çıkan etkilenme
üzerine bu tür evliliğe karar verilebilmektedir.
24-
İLAN YOLUYLA EŞ SEÇME (EVLENME): Son zamanlarda, gazete, dergi,
televizyonların teletext sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme
yoluna gidildiği sıkça görülmektedir. Ortak noktalarda birleşenler,
ilanı gerçekleştiren aracı kurumun desteği ile bir araya gelip konuşup
anlaştıktan sonra, evlilik kararı verir.
25-
TERCİHLİ EVLİLİK: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyük anne,
büyük baba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedir.
Genellikle komşu ve yakın akraba grupları arasında gerçekleşir. Görücü
usulü ile evlilikten farklı yönü, kız ve oğlanın aynı çevreden olmaları
ve önceden birbirlerini tanımalarıdır.
26-
YABANCI İLE EVLİLİK: Yurt dışında görev yapan veya ''işçi'' olarak
çalışanların gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Bu evlilik,
yabancıdan kız alma veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir.
27-
FARKLI MEZHEP EVLİLİĞİ: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında
karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir.
Buna rağmen, birbirini seven bazı gençler, bu engelleri aşıp mutlu
evlilikler kurabilmektedirler.
28-
METRES EDİNME: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler arasında;
refah ve zenginlik göstergesi olarak ''metres edinme'' modası
görülmektedir. Her türlü bakım ve masrafı üstlenilen, başka bir evde
ikame ettirilen ikinci bir kadınla sürdürülen gayr-i meşru ilişkidir.
29-
MUTA EVLİLİĞİ: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok
İran'da uygulanan bu evlenme biçimi, Türkiye'de de bazı çevrelerde
görülmektedir.
30-
DIŞ GÜVEYİ EVLİLİĞİ: Son zamanlarda, bir Japon televizyonunun çöpçatan
aracılığı ile Türkiye'ye eş seçmeye gelen Kuni Nakazon'a gösterilen
aşırı ilgi,Türk erkeklerinin ''dış güveyilik'' konusuna ilgi
duyduklarını, hatta istekli olduğunu ortaya çıkarmıştır.
31-
DUL EVLİLİĞİ: Karısından boşanmış veya karısı ölmüş bir erkeğin, yine
kocasından boşanmış veya kocası ölmüş bir dul kadınla evlenmesidir.
Bazen de evlilik yaşı geçmiş olan kızın veya yaşlı bekar erkeğin, karşı
cinsle evlendiği görülür.
32-
TANIŞIP ANLAŞARAK EVLENME: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin
yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek
belli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra
gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Kişiliğini bulmuş, ekonomik
özgürlüğü olan eğitim düzeyi yüksek gençler, bu yolla evliliği tercih
etmektedirler.
33-
TELEVİZYON EVLİLİĞİ : Bazı televizyon kanallarınca yürütülen reyting
amaçlı bir evlenme biçimidir. Evlenmek arzusunda olan gençler, orta
yaşlılar, hatta; gençlerin evlenmesinde söz sahibi olan kaynana
adayları, ilgili kanala davet edilerek kapalı bir mekanda, aylarla
ifade edilebilecek uzun bir süre bir arada tutulmaktadırlar.
Bu
süre içerisinde birbiriyle anlaşabilenlerden, izleyicilerle yapılan
anket sonucunda en çok oy alan kız ve erkeğin evlilik masrafı
karşılanmakta, çeşitli bağışlar yapılmakta ve ekonomik destek
verilmektedir.
Ayrıca,
son zamanlarda evliliğe aday insanlar bazı televizyon kanallarında
görücüye çıkıp program esnasında tanışarak da evlenebiliyorlar.
Baktabul Net
Ayrılanlar bilirmiş ancak ayrılığın rengini, Kaybetmeyen ne bilsin yüreğinin dengini...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Camili ( Macahel ) Macahel yöresi üç tarafı Karçal dağ silsilesi, bir tarafı Gürcistan sınırı ile çevrelenmiş doğal olarak ...
-
ONLAR BİR ZAMANLAR EKRANIN YILDIZIYDI 1980'lerin sonundan 20'lere kadar televizyon ekranlarından bir çok yerli dizi gelip geç...
-
İstanbul gurbetinde yapturdum yapilari, Ne gelen var ne giden, kitledum kapilari, Trabzon’dan kalk ta gel, sular gibi akta ge...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder