Kuzeyde Samsun, kuzeydoğuda Ordu, doğu ve güneyde Sivas, güneybatıda Yozgat ve batıda Amasya illeriyle komşudur. İlçelerinden Yeşilyurt ve Sulusaray İç Anadolu Bölgesi'nde kalır. 1943 yılında Taşova, 1944’te Artova ve Turhal, 1954 yılında Almus, 1987 yılında Pazar ve Yeşilyurt, 1990 yılında Sulusaray ve Başçiftlik ilçeleri kurulmuştur. 2010 TUIK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 12 ilçe, 64 belde ve 583 köy vardır.
TOKAT ADININ KAYNAĞI
Tarih
boyunca birçok yerleşime sahne olan Tokat’a değişik dönemlerde farklı
isimler verilmekle birlikte “Tokat” ismi daha çok kabul görmüş ve
kullanılmıştır. Tokat isminin nereden geldiği hakkında ise kesin bir
kanıt bulunmamaktadır.
Tokat
adının kaynağı ayrı bir önem taşır, çünkü tarihçiler Tokat adının
kaynağıyla hayli uğraşmıştır. Kentin adının bu yöreye yerleştiği
düşünülen “Togayıt Türklerinden geldiği” sanısının yanı sıra, Âli Cevat
ve İ. Hakkı Uzunçarşılı gibi kimi tarihçiler “surlu kent” anlamına gelen
“Toh-Kat” sözcüğüne de yakın durmaktadır. Besili at ya da atların
toplandığı yer anlamında “Tok-at” gibi benzetmeden gelen söylenişler de
bulunmaktadır. Kentin adı tarih içinde Dokat, Kah-cun, Sobaru, Togat,
Tokiye, Dokiye, Tukiye olarak da anılmıştır.
Komana
Pontika, Evdoxia, Dokia sözcükleri MÖ 4. yüzyıldan başlayarak Pers,
Helenistik, Roma ve Bizans devirleri boyunca varlığını sürdüren tarihsel
kent Tokat ve çevresinin kayda geçen en eski adlarıdır.
Birçok
Anadolu kentinin adının kökeni bakımından kaynak isimlerden biri
sayılan Ramsay, ‘‘Tokat eski Bizans kalesi Dazimon’dur.” demektedir.
Ancak; H. Gregorie, söz konusu olan yerin ‘‘Turhal’ın kuzeydoğusundaki
Dazmana” olduğunu önemli ölçüde kanıtlamıştır.
Paul
Wittek, Bizans Devrinde “Tokat’ın, Dokeia kenti” olduğu görüşünü ileri
sürmektedir. Wittek’in kanıtlarından biri Bizanslı tarihçi Khoniates’in
Selçuklunun buradaki hükümet merkezini “Dokeia” olarak kaydetmesidir.
İbn Bibi ve İbn’ül Esir’in yazılarında da kentin adı, Tokat’tır. 13.
yüzyıl Arap tarihçilerinden Muhyiddin bin Abduzzahir, “Onlar,
Kayseri’den dört günlük mesafede bulunan Tokat adındaki kaleye
gitmişlerdi.” diye yazmaktadır.
13.
yüzyılda Türk halk diliyle yazılmış Tarih-i Al-i Danişmend’in iki
nüshasında Tohiya, Toqia, Tokia, Dokia olarak geçen kent adı, üçüncü
nüshada Tokat sözcüğüne dönüşmüştür.
İlin
adının kaynağına ilişkin yorumlar, aynı zamanda bizi bazı ünlü
simalarla karşılaştırmaktadır. Bunlardan biri, Malazgirt’te yenilgiye
uğrayan Bizans kralı Roman Diojen’dir (Romanos Diogenes).
Anadolu’daki
depremlere ilişkin düşünceleriyle de tanınan tarihçi Michael
Attaliates, Alp Arslan’ın serbest bıraktığı Romanos Diogenes’in kaleye
gelmesini, “Dokeia kalesini işgal etti ve orada ordugâh kurdu.” diye
anlatmaktadır. Ebu’l-Fereç aynı olaydan söz ederken “işgal” sözcüğünü
kullanmadan şöyle der: “Doqia Kalesi’ne gitti ve Doqia’ya yerleşti.”
Olay başka tarihçilerde “İmparator Diogones’in burada hapsedildiği”
biçiminde karşımıza çıkmaktadır.
Sargon
Erdem, il için verdiği konferansta, “Dokeia adı, doke sözcüğüne
Grekçede yer adlarında kullanılan ‘ia’ takısının eklenmesiyle
oluşmuştur” diyerek eklemektedir: “Grekçe’de dekomai veya dehomai
(almak, istiap etmek) mastarının da kökü olan doke veya dohe, ‘kap, su
kabı’ anlamına geliyor. Dokeia kent adının ‘çanak memleket’ anlamına
geldiği öne sürülebilir. Tokat, dağlarla çevrelenmiş olduğundan coğrafi
bakımdan bir çanak görünümündedir.”
Selçuklular
kente Darü’n-Nusret demiştir. 1392 yılında kent, Yıldırım Bayezid
tarafından alınınca adı Darü’n-nasr olarak değiştirilmiş. Kentin adı
Arapçaya Dokat, Osmanlı Türkçesine Tok-at olarak yerleşmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder