Niksar, 2011 sonu itibariyle 33.090 merkez nufusa sahip
Orta Karadeniz Bölümünün iç kesiminde yer alan Tokat ilinin bir ilçesidir.
Niksar 1891 yılında belediyelik olmuştur.
Tarihçesi
Pers İmparatorluğu’nun sona ermesiyle kurulan Pontus
Krallığı döneminde Caberia adıyla anılan Niksar; Sayfiye alanlarına pek çok
tapınak, saray ve yerleşim birimi inşa edilmiştir. M.Ö. 72 yıllarında
Romalılarla Pontuslular arasında cereyan eden Mithridat savaşlarının üçüncüsü
Niksar’da yapılmış ve şehir Romalıların eline geçmiştir. Romalılar, şehre
Neocaesarea (Kayser'in yeni şehri) adını vermiş ve Niksar ismi Neocaesarea'dan
dönüşmüştür.
Niksar, Romalılar döneminde ayrıca Diospolis, Sebaste
isimleriyle anılmıştır. 1672 yılında Niksar’a gelen Evliya Çelebi ise
Seyahatname’sinde Niksar ismi hakkında uydurulan şöyle bir hikayeyi nakleder;
« Bu Niksar'ın doğusu Nik Hisar, yani iyi hisar olup
hafifletmek suretiyle yanlış olarak Niksar denir. » demektedir.
Roma İmparatorluğu'nun M.S. 395 yılında ikiye
bölünmesiyle Niksar, Bizans egemenliğine girmiştir. 11. yüzyılda Türklerin
Anadolu’ya yaptıkları akınlarda 1067 yılında Alp Arslan’ın komutanlarından
Afşin Bey tarafından fethedilmiş, ancak 1068 yılında tekrar Bizans’ın eline
geçmiştir. Malazgirt Savaşı sonrasında ise Artuk Bey tarafından fethedilen
Niksar, 1073’te tekrar elden çıkmıştır.
Niksar’ın asıl fatihi Danişmendli Devleti’nin kurucusu
olan Melik Danişmend Gümüştekin Ahmet Gazi olmuştur. Danişmend Gazi fetihten
sonra Niksar’ı sahil Rumlarına karşı mücadelede kendisine hem bir üs hem de bu
devletin başkenti olarak seçmiştir. Bu dönemde Niksar ilim ve kültür merkezi
haline gelmiştir.
1175’te II. Kılıçaslan zamanında Selçuklu topraklarına
katılan Niksar, Moğol istilası ile 1341’de önce Eretna Devleti’nin daha sonra
da Tacettinoğulları Beyliği’nin hâkimiyetine girmiş ve bu beyliğin merkezi
olmuştur.
1387 yılında Niksar’ı ele geçiren Kadı Burhaneddin’in bir
savaşta öldürülmesi üzerine bölge halkı Yıldırım Bayezid’tan yardım istemiş ve
Yıldırım Beyazıt’ın oğul Süleyman Çelebi 1398’de Niksar’ı Osmanlı topraklarına
katmıştır.
Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon seferi, Yavuz ve
Kanuni’nin doğu seferleri sırasında uğradıkları tarihi şehir, Osmanlıların son
yıllarında Tokat Sancağı’na bağlı bir kaza merkezi olarak varlığını sürdürdü.
Tarihi geçmişinin simgesi olarak Roma, Bizans, Selçuklu,
Danişmendli ve Osmanlı Devleti’nden kalma pek çok eser hala şehrin tabii bir
parçası olarak ayaktadır. İstiklal Savaşı sırasında Rum ve Ermeni çetelerinin
baskılarıyla karşılaşan Niksar, diğer taraftan memleketimizi işgal eden
düşmanlara karşı, 16 Haziran 1919’da İzmir’in işgalini protesto etmek amacıyla
Anadolu’daki ilk mitinglerden birini gerçekleştirerek Cumhuriyetten bugüne kadar
varlığını sürdürmektedir.
20 Haziran 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal
edilmesi üzerine Tokat’taki ilk miting Niksar’da yapmıştır. Binlerce kişinin
katıldığı miting sonunda Redd-i İlhak Cemiyeti Reisi Hacı Mahir Bey’in imzası
ile İtilaf Devletleri temsilcilerine aşağıdaki metinle telgraf çekilmiştir.
«
Niksarlılar; hukukun hamisi olduğunu iddia eden Wilson’a ve diğer devletlere
müracaat ediyoruz. Artık bizim feryadlarımıza kulak tıkamayınız. Bizim
tamamiyeti mülkiyemize mevcudiyeti milliyemize tecavüze devamı kasdediyorsanız
en kısa yol bizi öldürmektir. Geliniz, öldürünüz. Biz Türk olarak en küçük
vatan parçasının Türk kalmasını istiyoruz, siz de buna söz vermiştiniz. Şimdi
ise sözünüzde durmadığınızı görüyoruz. Anadolu’ya uzatılacak bir tecavüz bizi
öldürmek için uzatılan bir adımdır. »
Coğrafi Konum
Niksar'ın rakımı ortalama 350 metre olup kuzeyinde Canik
Dağları, güneyinde Dönek Dağı ve bu iki dağın arasında ise Niksar Ovası yer
almaktadır. Canik Dağları Karadeniz’e paralel uzanan platolarla kaplıdır. Bu platolardan
Çamiçi Yaylası yalnız Niksar’ın değil Tokat’ın da en önemli yaylalarındandır.
Akarsular bakımından oldukça zengin olan Niksar
topraklarını Kelkit Çayı ve bu çayın irili ufaklı kolları sular. Kelkit
Çayı’nın suladığı ve taşıdığı alüvyonlarla bereketine bereket kattığı Niksar
Ovası, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli ovalarından birisidir.
Tarım arazisi bakımından elverişli bir ovaya sahip olan
ilçenin %53’ü orman ve fundalıklarla, %12’si çayır ve meralarla kaplıdır. İlçe
topraklarının %32’si ekilip dikilirken, yalnızca %3’ü tarıma elverişli
değildir.
Niksar’ın kuzeyindeki yüksek kesimlerde kayın, çam,
gürgen, ladin; alçak kesimlerdeki düzlüklerde kavak ve söğüt; ovada otsu
bitkiler; vadilerde ise meyvelikler bitki örtüsünü oluşturur.
Dağ ve ormanlarda yaşayan başlıca av hayvanları sansar,
tavşan, kurt, tilki, vaşak, ayı ve domuzdur. Kuş türleri içinde ise keklik,
yaban ördeği ve bıldırcın önemli yer tutar.
Niksar’da Orta Karadeniz Bölümü iklimiyle, İç Anadolu
İklimi arasında bir geçiş iklimi görülür. Kışlar genellikle ılık ve yağışlı,
yazlar sıcak geçer. Her ay yağış alan ilçenin yıllık yağış ortalaması 475,2 mm,
yıllık sıcaklık ortalaması ise 14,7 °C’dir.
Ekonomik ve sosyal
hayat
İlçede ekonomik hayat geniş ölçüde tarıma dayalı olmakla
birlikte, son yıllarda sanayide de önemli ölçüde ilerlemeler kaydedilmiştir.
Kelkit ırmağının suladığı Niksar ovası tümüyle tarıma ayrılmıştır. Ayrıca
Karadeniz ile İç Anadolu arasında bir geçit bölgesinde yer alan ilçede iklim
şartları da tarımsal üretime elverişli bir ortam yaratır. Ekime elverişli
alanların % 37,8 gibi büyük bir bölümünde tahıl üretimi yapılmaktadır. İlçede
tahıl üretimi yapılan alanları sırasıyla meyvelikler, endüstri bitkileri,
sebzelikler ve baklagil üretimi yapılan alanlar izlemektedir. İlçede
yetiştirilen başlıca tahıllar; buğday, arpa ve mısırdır. Bunun yanında
şekerpancarı, tütün, ayçiçeği, patates ve mahlep gibi sanayiye hammadde olan
ürünlerde üretilmektedir. İlçede en çok yetiştirilen meyveler; üzüm, elma,
kiraz, şeftali ve cevizdir. Cevizin Niksar’da önemli bir yeri vardır. İlçe
ekonomisine büyük bir katkı sağlayan ceviz, kırım atölyelerinde içleri
çıkarıldıktan sonra genellikle yurtdışına satılmaktadır.
Niksar orman varlığı açısından Tokat’ın en önemli
ilçesidir. Tokat’taki ormanların % 48,9’u Niksar ilçesi sınırları içerisinde
kalır. Niksar’da büyük ölçüde kavak üreticiliği de yapılmaktadır.
Çamiçi Yaylası ile yayla turizminin önemli merkezlerinden
biri olma yolunda ilerleyen Niksar geçimşte düzenlemiş olduğu Yayla
Şenlikleriyle bu konuda önemli adımlar atmıştır.
Önceleri daha çok tarıma ve küçük sanayiye dayanan sanayi
yapısı günümüzde büyük ölçüde gelişme göstermiş, başta gıda, konfeksiyon,
dokuma ve ağaç işleme sanayiinde birçok işyeri kurularak önemli ölçüde istihdam
sağlayan teşebbüsler haline gelmiştir.
Dünyanın en yumuşak ve içimi en leziz olan Niksar Ayvaz
Suyu’nunda ilçe ekonomisine büyük bir katkısı vardır. Dolum tesislerinde
şişelenen sular yurdun her bölgesine
dağıtılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder